8 Nisan 2009 Çarşamba

BİR AŞK ÖNCESİNİN SIZISI

Ah yine mi gönlümde benim
kuş uçar yana yana
su akar döne döne?

Filizlerin yaralısı aşkların
sır-sınır tanımayan düşleri
yine mi sarmış teni
asmalarda sürgünlerin belalısı işlere?

Gizleyemem:
bir yanım duruşundan sığırcık
bir yanım bakışından tomurcuk...

Bilemedim nasıl oldu:
kayıp gitmiş yüreğimin yarısı,
ardı sıra çiçeğine goncalandı büyüsü...

Dahası var:
talan olur,yalan olur,
yeşermeden yolan olur diye diye
ötesini-berisini soramadım kimselere düşümün,
yazılarım-sızılarım saklı kaldı içimde;
bir kez olsun duruşunu saramadan ölür isem
suç benim!

"Boş ver!" dedim:
eli-günü düşünecek an değil,
yaralanan benim canım kime ne;
dudağımda kıvılcımın irisi...

Korktuğum şu:
ürkütürsem kavuşamam,ayışığı kirpikleri incinir;
gücenirse barışamam, bu dert beni bitirir...

Kısacası:
yoncalara oyalanmış gözlerinde
usul usul uçuşan kelebeksi o gülüş,
saçlarında esin kuşun yavrusuna
yuva yuva kıvırcık
sesler beni köşe-bucak kendi huyuna...

Neyleyim ki:
şu ömrümde doyamadı hasretlerin sürüsü,
gide-gele yol üstünde kanarım:
ne gurbette ne sılada duruldum
ona yanarım

NİHAT BEHRAM