son bir gayretle belki kızgınlıkla kıyıya doğru çekiliyor küçük balıkçı kayığı.olağanüstü bir durum yok elbette.geride yıllara meydan okuyan kenti çevreleyen surlar.yine de bir yenilmişlik duygusu bırakmıyor değil duruşuyla.tıpkı balıkçının denize yenilmesi gibi...artık sabahın ilk ışıkları beklenecek ellerinin kayığa tekrar dokunması için.mavisi maviyle sevişecek...ve rastgele diyecek martılar....rastgele!!! MUSTAFA KOÇ
AY KARANLIK
Maviye Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine Rüzgarda asi, Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık...
İtten aç, Yılandan çıplak, Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına Var mı ki doymazlığım? İlle de ille Sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun, hayın, çıyansı. Dört yanım puşt zulası, Dönerim dönerim çıkmaz. En leylim gecede ölesim tutmuş, Etme gel, Ay karanlık...
AHMED ARİF
KALBİM DİNAMİT KUYUSU'NDAN BÖLÜMLER
...Beni, gözlerin götürür Gözlerin Aşkla, acıyla... Kuşatmışlar Sesimi, soluğumu Kesilmiş Tuz-ekmek payım Vurgunum Ve darda, Gözaltındayım. Dal, kor keser Penceremde açarsa Kuş, vurulur Üzerimden uçarsa. Ve hal böyle böyle, Yol bu yöndeyken Gelir, Ki her gelişinde Daha da içten Gelir, Soluk soluğa Benim olursun. Amansız sarmasında Kollarımın Esrik, Çığlık çığlığa Erir, kar gibi vücudun... Nicedir, Kahpe ağzında Bir salgın, Bir deprem gibi künyemiz. Nicedir, Başımıza zindan dünyamız. Biz ki Yarınıyız halkın, Umudu, yüzakıyız, Hıncı, namusu... Şafakları, Taaa şafakları Hey canım, Kalbim Dinamit kuyusu... AHMED ARİF
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder